Bu içerikte tarafsızlık veya nesnellik yok. Son dönemlerde çokça düşündüğüm bir konudan bahsetmek istiyorum.
Başlıktan da gördüğünüz üzere, konumuz artık Türkiye’de ghetto’dan bir rap yıldızı çıkma ihtimalinin çok düşük olması. Bunu hiçbir tanıdığı ve desteği olmayan bir çocuk adına söylüyorum tabii ki. Şimdi eski rapçiler bu yazıyı okusalar, “Biz de imkansızlıkların içinden geldik kardeşim, herkes bir yolunu bulup yükselebilir” falan derler ama bunu tamamen fakir edebiyatı yapma amaçlı söyleyeceklerine eminim çünkü durum artık çok çok farklı. Hani yaşlılarla ekonomik kriz hakkında konuştuğunuz zaman size kendi zamanlarında da kriz olduğunu, şımarıklık yapmamanız gerektiğini söylerler ya; birebir aynı şey aslında. Ancak bu yazıyı yazdığım tarihte dolar 7,37 ve geçtiğimiz gün dolar’ın artışı sorulduğunda maliye bakanı “maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz, sizi ilgilendiren bir şey yok” minvalinde bir açıklama yaptı. Durumun vahametinin anlaşılması için böyle bir örnek verdim.
Az önceki konuya dönersek, yaşlılarla konuşurken onların “bizim zamanımızda da kriz vardı” lafını hiçbirimiz ciddiye almayız çünkü şu anki durumun çok farklı olduğunu biliriz. Bir kere günümüzde “görüp de sahip olamamak” diye bir şey var. Eskiden Türkiye’de bu denli bir gelir eşitsizliği de yoktu. Yani şu an tek tıkla dünyadaki her şeyi görüyoruz, biliyoruz ancak maddi sebeplerden ötürü sahip olamıyoruz. Esas konumuza gelmekte biraz geciktiğimi farkındayım ama öncesinde bunu uzun uzun anlatmam gerekiyordu çünkü biliyorum ki bu yazıyı okuyup “imkansızlık varsa herkese var kardeşim” gibi şeyler söyleyecekler var. Neyse, artık gerçekten başlayalım.
Bir kere Türkçe Rap’i net bir şekilde EÖ/ES (Ezhel’den Önce/Ezhel’den Sonra) olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Benim söylediğim dönem ise ES. Hadi bakalım şöyle bir düşünün, Müptezhel albümüyle birlikte Türkiye’de rap durdurulamaz bir yükselişe geçtiğinden beri, bir label’a veya ekibe dahil olmayan ve ünlü hiçbir rapçiden destek almadan “star” olmuş kaç rapçi aklınıza geliyor? Açıkçası çok detaylı düşünürsek belki 1-2 tane çıkartırız ama benim aklıma şu an kimse gelmedi. Öyle 100-200 bin dinlenen 2-3 şarkısı olanlardan bahsetmiyoruz arkadaşlar. Gerçek bir rap yıldızından bahsediyoruz. Mesela Ati örneğini verelim. Artık inanılmaz bir tanınırlığı, yüksek dinlenme sayıları ve kazandığı çokça para var. Bunu çok kısa sürede yaptı. Ati’yi insanların %90’ı ne sayesinde gördü? PMC’ye dahil olması ve Patron ile feat atması.
Instagram’da falan dolaşırken karşınıza mutlaka saçma sapan yeteneksiz rapçi(!)lerin vermiş olduğu reklamlar çıkıyordur. Görüyorsunuz ki o yeteneksizliğe rağmen birine beat yaptırabilmiş, birine şarkı kapağı yaptırabilmiş, kaliteli bir mikrofonla kayıt alabilmiş, mix&mastering yaptırabilmiş, görüntü kalitesi oldukça iyi olan bir klip çekmiş ve çıkarmış olduğu bu ürünü tanıtmak için sosyal mecralara reklam verebilmiş. Ve başlangıç için fena olmayan sayılara da ulaşıyor bu insanlar. Zaten günümüzdeki üretim çılgınlığında öne çıkmak için bunları yapmak şart hale geldi. Her gün yüzlerce underground şarkının çıktığı bir piyasa var artık Türkiye’de. Bunların %90’ı trap desek de yanılmış olmayız.
Yukarıda para gerektiren birçok şey saydım ya, en basitinden bir stüdyoda tek şarkı kaydı almak bile 200-300 lira artık. İşte eski rapçilerin “Biz de bunların hepsini kendimiz hallediyorduk, illa para harcamak gerekmiyor” gibi şeyler söyleyecekleri yerlere geldik. Tamam da kardeşim, siz bir avuç insandınız ve insanlar sizi o şekilde de dinliyordu çünkü piyasanın en en en kalitelisi bile sizin aşırı önünüzde değildi bu tarz şeylerde. Herkes imkansızlıklarla savaşıyordu. E şimdi zengin olan çocuk, anlatacak bir hikayesi olmasa ve bu konuda hiçbir yeteneği olmasa bile parayı basıp her şeyi en profesyonelinden yaptırıyor. Buna alışan dinleyiciler artık çocukların kendi evinde dandik mikrofonla kaydettiği, beat’ini mix’ini kendi yaptığı, belki de beat yapma programını kaldırmayan bir bilgisayar kullanarak hazırlanan şarkıları dinlemek istemiyor. Label’lardaki imkan verilen gençleri dinliyor, kendi evinde yeteneğini sergileyecek hiçbir imkanı olmayan çocuğu görmüyor bile. Dinleyicilere de lafım yok tabii ki çok normal bu şekilde olması.
Adam akıllı bir bilgisayar almak isteseniz, şu an dolar yüzünden alınacak gibi değil. Kaliteli bir stüdyoya gitmek isteseniz, enflasyondan ötürü gidilecek gibi değil. Beat yapamıyorsanız, yaptırmak isteseniz veya yabancılardan almak isteseniz kesinlikle alınacak gibi değil. Kitabı kapağına göre yargılayanlar arttığından, düzgün bir albüm kapağı yaptırmak isteseniz, yaptırırsınız ama yüksek bir meblağ cebinizden çıkar. Bir şekilde ortaya bir şarkı çıkardınız ancak ne tanıdığınız var ne de bir ekibe veya label’a üyesiniz. YouTube’da aboneniz yok, henüz Spoti’den sizi dinleyecek bir kitle olmadığından, aracı şirketlere de para vermek istememişsiniz ve Spotify’a da atmamışsınız. Şarkı bir tek klipsiz şekilde YouTube’da var. Çevrenizde de rap yapan arkadaşlarınız yok, tek başınızasınız. Sizi kim, nasıl keşfetsin de dinlesin Allah aşkına? Zaten artık underground rap partileri ve konserleri de yok. Ön grup olarak sahneye çıkmak falan da kalmadı. O düğün salonlarındaki küçük, samimi ama hiçbir getirisi olmayan konserler de artık yapılmıyor.
Kendinizi bir kitleye gösterebileceğiniz hiçbir alan yok. Eskisi gibi değil yani hiçbir şey. Bu işe yeni başlayan insanların moralini bozmak için yazmıyorum bu yazıyı. Ancak sizin şu ana kadarki herkesten daha çok çabalamanız gerektiğini unutmayın. Dinleyicilerin de yetenek gördükleri insana destek vermesi gerekiyor. İş aslında yeteneğinle bir label’e girmeye veya kendini ünlü bir rapçiye fark ettirmeye bakıyor artık bana sorarsanız. Rapçiler de bir label kurmasa bile gençlere gerekli desteği vermeli kesinlikle. Zira artık hem Türkiye hem dünya hem de Türkçe Rap çok farklı bir noktada.
Ghetto’yu bırakın, artık KYK ile geçinen bir üniversite öğrencisinden bile çok zor çıkar bir rap yıldızı. Bu şartlarda da çıkıyorsa zaten onu sadece tebrik edin.