Sözlük anlamıyla “Herhangi bir iş yerinde farklı görevlerde çalışarak deneyim kazanmış olan, danışan kişinin hedefine ulaşmasını sağlayacak yolu bulmasına yardımcı kimse.” anlamına gelen mentorluk hip hop kültürününde de en baştan beri yer alan bir kavramdır. Bir çırpıda Dr. Dre ile Eminem, Lil Wayne ile Drake, Jay-Z ile J. Cole örnek verilebilir.
Geçtiğimiz günlerde yine bizim sitede yazılan “Artık Türkiye’de ghetto’dan rap yıldızı çıkması çok zor” isimli yazıdan sonra bu konu üzerine düşünme fırsatı buldum. Dosya konusu da yazmıyordum bir süredir. Böyle bir konuyla birlikte olalım istedim bugün o nedenle.
Tepki, Flow Radyo‘da katıldığı bir programda “Hip hop bir zincir!” mottosuyla özetleyebileceğimiz bir hikayede Eazy-E ile başlayıp Kendrick Lamar’a kadar gelen bir tabiri caizse abilik kardeşlik hikayesinden bahsediyordu. Aslında bu yazının yazılma nedenlerinden biri de o hikaye. Özetlemek gerekirse şöyle ki; Eazy-E, Dr. Dre’nin stüdyo açmasına yardımcı oluyor. Dre, Eminem’i keşfediyor. Eminem, 50 Cent’i Dre’ye götürerek başarıya ulaşmasını sağlıyor. 50 Cent, The Game’i Dre’ye götürerek onun da parlamasına yardımcı oluyor. The Game de Kendrick Lamar’ı çıktığı bir konserde sahne almasını sağlıyor.
Mentor hikayelerine geçmeden önce Türkiye’de bu konuya bakış açısına değinmek istiyorum. Maalesef ülkemizde bir insanın veya bir platformun yardımıyla bir yerlere gelen rap sanatçılarına ön yargıyla bakan bir kesim var. “X olmasa senden bir şey olmazdı!”, “Y sana yardım etmese ne yapacaktın?” gibi kalıplaşmış söylemlerin ne kadar boş olduğunun bir kanıtı da yukarıdaki hikaye mesela. O zincirin son halkalarından ele alalım örneği. The Game, Kendrick Lamar’a şans vermese belki de dünya o yetenekten mahrumdu bugün. Ne değişti peki? Bizim sitedeki yazıya ithafta bulunacağım tekrardan. Belli bir yetenek ile eskiden öne çıkmak çok daha kolaydı. Çünkü çoğu sektörde nitelikli iş yapan insan sayısı ne kadar çok olabilir ki zaten? Sosyal medyanın ilk çıktığı zamanlarda da mesela şu ana göre daha kolaydı. Günümüzde ise sosyal medyanın da artık altın çağını yaşamasının da etkisiyle o kadar rakip var ki, yükselmek için bir ele ihtiyaç duyuluyor ister istemez.
Bize bile DM ve mail üzerinden o kadar çok istek geliyor ki şarkı paylaşmamız için, henüz herhangi bir duyuru yapmamamıza rağmen. Sadece bu işle uğraşan platformları, stüdyoları varın siz düşünün. Demem o ki, bir insanın geldiği yere nasıl geldiğinden ziyade o yere gelmeyi hak etmiş mi, yeteneği var mı, nitelikli içerikler sunuyor mu gibi sorulara odaklanmak çok daha sağlıklı olacaktır.
Artık başta sadece isimlerini geçirdiğim abilere, kardeşlere gelelim dilerseniz.
Lil Wayne & Drake
Drake ile Lil Wayne‘in tanışması 2008 yılında gerçekleşiyor. Şöyle ki; Jas Prince isimli iş insanı, dönemin meşhur etkileşim platformu Myspace üzerinden Drake’in şarkılarıyla karşılaşıyor. Lil Wayne’i tanıyan Jas Prince, Lil Wayne ve Drake’i bir araya getiriyor. Lil Wayne, Drake’e yakın zamanda Young Money isimli bir plak şirketi kuracağını söylüyor ve ona da şirketin sanatçılarından biri olması teklifini götürüyor. Drake, sahip olduğu kariyeri ve her şeyi Lil Wayne’e borçlu olduğunu birçok kez söylemiştir.
Drake, Lil Wayne’in ona verdiği en iyi tavsiyenin sadece kendisi olması konusunda olduğunu söylüyor. Drake dışında Nicki Minaj, Tyga gibi isimlerin de belli bir yerlere gelmelerinde Weezy’nin büyük etkisi olmuştur.
Dr. Dre & Eminem
Bu belki de konumuzun en bariz örneklerinden. Drake ve Lil Wayne özelinde biraz daha serbest bir abi/kardeş ilişkisi varken, Dr. Dre‘nin Eminem‘in yükselişi üzerindeki inanılmaz etkisi yadsınamaz.
İkilinin tanışması 1998 yılında gerçekleşiyor. Interscope Records‘un sahibi Jimmy Iovine‘ın stajyerlerinden biri rap battle’dan tanıdığı Eminem’in kasetlerinden birini Iovine’e getiriyor. Iovine de Dr. Dre’ye dinletiyor. Dre, kaset çalmaya başladığı an kulaklarına inanamıyor ve kısa süre sonra Eminem-Dre-Iovine üçlüsü toplanıyor. Dre, Eminem’e kesinlikle birlikte çalışmalarını gerektiğini söylüyor ve gerisini tarih hallediyor.
Söz konusu Dr. Dre olunca yardım ettiği, parlattığı isimlerin hikayesini yaz yaz bitmez. İsimlerini geçirmek gerekirse Snoop Dogg, 50 Cent, Nate Dogg, The Game, Kendrick Lamar bunlardan sadece bazıları.
Patron & Ati242
Türkiye’den de 1-2 örnek verelim. Çok bulunur düşünüldüğü takdirde ancak güncel, aklıma ilk gelenleri tercih ediyorum. Ati242‘nin Patron/PMC öncesi yayınladığı işler de kaliteli ve dinlenebilir ancak kendisi için hayatın Patron ile tanışması sonrası tamamen değiştiğini söylemek yanlış olmaz.
İkilinin tanışması Ati’nin Yolu Yok şarkısı sayesinde gerçekleşiyor. Bu parçaya denk gelen Patron, Instagram üzerinden Ati’ye mesaj atıyor ve ikili bir araya geliyor. Ati’nin işlerini beğenen Patron, ona PMC’nin yeni oluşumunda şans veriyor ve işler bildiğiniz üzere gelişiyor.
Tepki & Motive
Maalesef biten bir abi/kardeşi ilişkisinde sıra. Instagram üzerinden Tepki‘nin bir sürü fotoğrafı beğenip ona DM’den yazan Motive, Tepki’nin ilgisini çekmiş oluyor böylece. Tepki de Motive’nin profiline girip, giyimini ve şarkılarını başarılı buluyor. Ona önce The Maze oluşumunda, sonra da tabii ki MOB Entertainment bünyesinde şans veren Tepki, Motive’nin rap kariyerinde büyük bir kilometre taşı oluyor. İkilinin yolları kısa süre önce kişisel sebepler nedeniyle ayrıldı.
