Tevfik Fikret, Cem Karaca, Boe B, Şehinşah ve Kamufle: YİYİN EFENDİLER YİYİN

Takvimler 1912 yılını gösterirken, Osmanlı İmparatorluğu artık iyiden iyiye zayıflamış ve girdiği her savaştan ağır darbeler alarak çıkan bir devlet durumundaydı. O dönem, padişah V. Mehmed‘di ancak devletin yönetimi büyük oranda İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin elindeydi.

Dönemin muhalif çizgi çizen, önemli kalemlerinden Tevfik Fikret‘in 1912 yılında yazmış olduğu Han-ı Yağma veya Türkiye Türkçesine çevrilmiş adıyla Yağma Sofrası, iktidarı elinde tutan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne, padişaha ve genel anlamda şatafatlı yaşam yaşayan paşalara ağır bir eleştiriydi. Tevfik Fikret’in en çok bilinen şiirlerinden olan Han-ı Yağma, ilerleyen yıllarda birçok sanatçının eserine ilham olmuştu.

Tevfik Fikret’in şiiri

Osmanlı Türkçesiyle

Bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır
Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır;
Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler! Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?
Şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir,
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir!

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:
Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,
Gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar;
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.

Yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını
Vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini;
Bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak:
Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak;
Bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Türkiye Türkçesiyle

Bu sofracık, efendiler –ki bekler yutulmayı
Huzurunuzda titriyor –şu ulusun hayatıdır
Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün!
Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…

Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Şu doyumcu sofra, bakın gelişinizle övünçlü!
Hakkıdır kutsal savaşınızın, evet, o hak da elde bir…

Yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
Soy sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray,
Tüm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Tüm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay…

Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar,
Görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var,
Bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar.
Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…

Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını,
Varlığını, hayatını, umudunu, hayalini,
Tüm olanca rahatını, olanca gönül balını,
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini…

Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!
Bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak;
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Cem Karaca

Cem Karaca, 1980 yılında çıkarmış olduğu Hasret isimli albümünde yer alan Yağma Sofrası adlı şarkısında Tevfik Fikret’in aynı isimli bu şiirini bestelemiş ve neredeyse sözlerini hiç değiştirmeden şarkısına aktarmıştı.

 

Boe B

Islamic Force‘un 1997 yılında çıkan Mesaj isimli albümündeki Yağma Sofrası da yine Tevfik Fikret‘in Han-ı Yağma adlı şiirinin neredeyse tamamen aynısı. Grup üyelerinden yalnızca Boe B‘nin yer aldığı bu parçada aynı zamanda Sezen Aksu‘nun Hadi Bakalım şarkısı da sample olarak kullanılmış.

 

Şehinşah

Şehinşah‘ın 2018 yılında Bugy prodüktörlüğünde çıkardığı Yak Yak Yak isimli parçasının ikinci verse’ünü ağırlıkla toplum düzeni ve sistem eleştirisine ayırmıştı. Böyle bir verse’te de Tevfik Fikret‘in Han-ı Yağma adlı şiirine gönderme yapmak oldukça isabetli olacaktı. Şeyho da bahsi geçen verse’te “Yiyin efendiler, yiyin. Etinden, sütünden faydalanın memleketin.” cümleleriyle Tevfik Fikret’i selamlamıştı.

 

Kamufle & Elektro Hafız

Kamufle de 2022’nin sonlarına doğru Elektro Hafız ve A-Bacchus‘ün desteğiyle çıkardığı USANDIM adlı şarkısının bridge kısmında kullandığı “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin. Doyuncaya kadar, tıksırıncaya kadar, çatlayıncaya kadar yiyin! Beyninizi yiyin!” cümleleriyle, Tevfik Fikret‘in Han-ı Yağma şiirini anan sanatçılarından olmuştu.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki İçerik

2024 BET ÖDÜLLERİ’nde kazananlar belli oldu: Kendrick Lamar, Killer Mike ve diğerleri!

Sonraki İçerik

N.W.A grubunun anıldığı RAP ŞARKILARI

İlgili İçerikler