Sizleri bugün 2005 yılının Ocak ayına götürüp hip-hop tarihinin en uzun süreli beef‘ini incelemek istiyorum. Beef kelimesinin Türkçe’de tam olarak bir karşılığı olmadığından tartışma, kavga gibi çevirmek doğru gelmiyor. Beef kelimesini böyle açıklamış olayım, yazı içinde kullanacağım sürekli çünkü.
The Game‘in G-Unit Records, Aftermath Records ve Interscope Records etiketleriyle çıkan debut albümü The Documentary, 18 Ocak 2005’te yayınlanmış ve Dr. Dre, Kanye West, Timbaland, Scott Storch gibi prodüktörler ile 50 Cent, Eminem, Nate Dogg gibi düetlerle oldukça dikkat çekmiş ve henüz ilk haftasında 586 bin satış ile Billboard’da ilk sıraya oturmuştu.
Aynı dönemde ikinci stüdyo albümü The Massacre‘i hazırlayıp şirkete teslim eden 50 Cent‘in albümü The Game’in debut’u nedeniyle ertelenince bu yazıya konu olan beef yavaştan alevlenmeye başladı.
The Game’in doğuşu
Çok kısa The Game’in debut albümüne gelişini açıklayayım. 2001 yılında vurulan ve hastaneye kaldırılan Jayceon Terrell Taylor, -ki anne ve babasının Crip üyesi olduğunu söylemek lazım- hastanede kaldığı dönemde abisine klasik hip-hop albümlerini alıp getirmesini söyler. Hastanede kaldığı 5 aylık dönemde kendisini tam anlamıyla bir rapçiye dönüştüren Taylor, yine abisinin yardımıyla küçük bir plak şirketine girmeyi başarır. Büyükannesinin çok sevdiği bir film olan The Game’i kendisine sahne adı olarak seçer ve rap kariyerine başlar. 2002 yılında You Know What It Is Vol. 1 isimli mixtape’ini yayınlayan ve hip-hop zirvelerine katılarak projesini pazarlamaya çalışan The Game’in hayatı, bu mixtape’in önce Bad Boy Records kurucusu Sean Combs, sonra da Dr. Dre‘in eline geçmesiyle değişecektir.
The Game’in mixtape’ini dinleyen D. Dre, onunla iletişime geçip onu Aftermath Records’a dahil eder. Daha sonra Dre ve Interscope Records’un CEO’su Jimmy Iovine, The Game’in kariyerini daha da hızlı şekilde büyütmek adına onu 50 Cent, Tony Yayo ve Lloyd Banks’in grubu olan G-Unit’e yerleştirmeye karar verir. Bu şekilde bir araya gelen 50 Cent-The Game ikilisi birlikte çalışmaya başlar.
The Game, ilk olarak 50 Cent’in In Da Club klibinde oynar ve daha sonra G-Unit üyelerinin yayınladıkları birçok klipte cameo yapar. Henüz Aftermath Records’ta herhangi bir iş yayınlamadan Dre ve Jimmy Iovine’nin sahip oldukları imkanlar sayesinde Kanye West ve Ludacris gibi isimlerle reklamlarda boy gösterir. Debut albümü öncesi iyice ününü arttıran The Game’in artık bir iş yayınlama vakti gelmiştir. 2003 yılında Get Rich or Die Tryin’ albümüyle harika bir çıkış yakalayan 5o Cent de bir yandan The Massacre albümünün hazırlığı içerisindedir. İşte gerginliğin başladığı yer de tam olarak burası.
The Game’in The Documentary albümünde yer alan şarkılardan Hate It Or Love It şarkısı 50 Cent düetliydi. Bu şarkının müzik video çekimine gelen 50 Cent, söylentilere göre klibin bir sahnesinde arabada The Game’in yanına oturmayı reddedip arka koltuğa geçmeyi tercih etti.
28 Şubat 2005 günü ise olayların zirve yaptığı gün. O gün önce The Game, sonra da 50 Cent ayrı ayrı Hot 97 isimli radyoya konuk oluyorlar. 50 Cent, konuk olduğu program sırasında canlı yayında The Game’in G-Unit’ten kovulduğunu açıklayıp, Game’in artık G-Unit’i ağzına bile almamasını söylüyor. 50 Cent’in sarf ettiği bu ağır sözler sonrası The Game ekibiyle beraber radyoya geri geliyor. Binaya geldikleri sırada 50 Cent’in programı kesiliyor ve bütün bu olaylar The Game’in ekibinden birinin bacağından vurulmasıyla sonuçlanıyor.
Mart ayına gelindiğinde, iki taraf da yaptıkları resmi açıklamar ile sorunları bundan sonra sorunlarını konuşarak çözeceklerini belirtip ılımlı bir imaj çiziyorlar ancak hip-hop tarihin en uzun beef‘i dedim. O nedenle işler hiç de öyle ılıman ilerlemeyecek.
G-Unit mi G-UNOT mu?
Ortalık biraz durulmuşken G-Unit ekibinin The Game’in sokakta hiçbir itibarının olmadığını söylemesiyle tekrar alevlendi. The Game, cevap olarak G-Unit’e (Guerilla Unit) yani “Gerilla/Gangsta Ekibi”ne G-UNOT olarak seslendi ve onları sahte gangsta olmakla suçladı. The Game bunun üstüne bir de 300 Bars and Runnin isimli diss şarkısını yayınladı. 50 Cent, Piggy Bank şarkısının müzik videosunda The Game’i Bay Patates Kafa şeklinde göstererek cevap verdi. Bir süre bu diss’lerin devamı geldi.
2006 yılının sonlarında ise artık iki taraf da biraz olsun durulmuştu. The Game, çıktığı bir canlı yayında söylediği sözler ile herkesi şaşırtmıştı. Yayında “Artık 50 ile iki yetişkin gibi oturup neler yapabileceğimizi konuşup sorunlarımızı çözmek istiyorum.” diyen Game, 50 Cent’e barış çubuğunu uzatmıştı. 50 Cent’ten herhangi bir cevap gelmedi ancak yine de The Game-50 Cent tartışmasına 3 yıllık bir ara verildi.
The Game beef’ten pişman
2009 yılında, konuşan taraf yine The Game olmuştu. Bu sefer 50 Cent’in dışında Interscope Records CEO’su Jimmy Iovine’den de özür dileyen The Game, Jimmy Iovine’nin ona “Sizin de Beatles gibi dağılmanızı istemiyorum, John Lennon’ın yaptığı hatayı yapmayın.” şeklinde öğütler verdiğini ancak genç ve aptal olduğundan bu öğütleri dinlemediğinden bahsetmişti. The Game “Şimdiye dek 4 albümüm çıktı. Dürüstçe söyleyebilirim ki Lloyd Banks, Young Buck, Dr. Dre, Tony Yayo veya her kimse fark etmez. Eğer devam edebilseydik, şu anda inanılmaz bir yerde olurduk. Çünkü biz gerçekten birlikte iyiydik. 50 Cent ve ben, Method Man ve Redman gibiydik.” şeklinde pişmanlıklarını itiraf etmişti. Ancak The Game, karşı taraftan pek de istediği şekilde bir cevap alamayacaktı.
Birkaç gün sonra G-Unit grubu adına konuşan Tony Yayo, G-Unit’in asla bir özrü kabul etmediğini ve The Game’in 1 gün onlara iyi davranıp, diğer gün sövüp saymasından yakınmıştı. Bu açıklamanın üzerine The Game de köprüleri yeniden yakmış ve Sydney konserinde G-Unit hakkında kötü sözler sarf etmişti. 2009 yılının Kasım ayında Before I Self Destruct albümünü yayınlayan 50 Cent, So Disrespectful şarkısında The Game’i anmadan geçmemiş ve ortamı alevlendirmeye devam etmişti. İkilinin birbirine 100’den fazla şarkıda bu şekilde laf dokundurmuşluğu var. Bakın, toplam 100 demiyorum. 100’er şarkıdan bahsediyorum.
2010 yılında The Game, bir kez daha barışma adına bir adım atmıştı. Twitter hesabı üzerinden 50 Cent ile yaşadığı tartışmaya artık bir son vermek istediğini belirten Game, 50 Cent’ten yalnızca onu aramasını istemişti. Ancak, The Game bir kez daha yanıtsız bırakılacaktı.
Sonraki 2 yıl ikili arasında herhangi bir atışma olmamış ve insanlar da artık bu tartışmanın sona erdiğini düşünmüşken; 50 Cent, 2012 yılında Eminem ve Adam Levine düetli My Life şarkısında The Game’e ithafen küfürlü bir söz sarf etmişti. Herkes olayların tekrar başa saracağını düşünürken 50 Cent, şarkının 2 yıl önceden kalan bir şarkı olduğunu belirtip Game hakkında herhangi kötü bir düşünce beslemediğini açıklamıştı.
2013 ve artık işlerin bence biraz PR’a kaydığı kısma geliyoruz. Tartışmanın en enteresan olaylarından biri oluyor ve The Game, G-Unit’in yeniden bir araya gelmesi için bir imza kampanyası başlatıyor. Bu konudan doğal olarak 50 Cent faydalanıyor ve basında The Game’i ilgi açlığı ile suçluyor.
“Game, eskiden beri ne zaman istediği ilgiyi kaybetse bana küfrediyor ve bir şekilde yolunu buluyor. Şimdi de farklı bir yol bulmuş ve G-Unit’in yeniden bir araya gelmesi gerektiğini söylüyor.”
Aynı yıl içerisinde yayınlanan mixtape’inde G-Unit ve 50 Cent’e yine küfür eden The Game, karışık duygular yaşıyor.
The Game ve 50 Cent, 13 yıl sonra barışıyor
2014 yılında ise G-Unit gerçekten yıllar sonra bir araya geliyor, tabii ki The Game olmadan. Sonraki yıllarda ikilinin arasında çok da olay olmadı diyebiliriz. Tabiri caizse Soğuk Savaş yaşandı ve 2018 yılında 50 Cent’in doğum gününde 2005 yılından beri birbirlerinin baş düşmanı olan ikili sonunda barıştı ve bir araya geldi.
The Game 2019 yılında verdiği bir röportajda 50 Cent ve G-Unit hakkında şöyle konuştu: “Finansal açıdan ayarlandıktan sonra ben her şeye açığım. Eskisine göre daha olgun insanlarız. Ancak, diğer üyelerin de aralarında sıkıntılar var. Bunlar çözülmeden G-Unit konusunda bir şey beklememek lazım.”
2005 yılında bir albümün erteleme kararıyla başlayan gerginlik 2019 yılında bu haliyle bitti. 2 yıldır ikiliden en azından aralarında ilişki konusunda yeni bir açıklama gelmedi.
