Ekonomiyi bir kenara bırakırsak -nasıl olacaksa- Türkiye’nin güncel en büyük sorunu nedir diye bir soru yöneltilse herhalde cevabım kutuplaşma olurdu. Bu cümleyi okuyanların aklında başka cevaplar da belirmiştir eminim ancak bazılarının arkasında da aslında kutuplaşma var.
Tabii ki bu topraklardan beslenen birçok sektör gibi Türkçe Rap topluluğu da bu kutuplaşmadan kaçamazdı. Kaçmadı da.
Uzun yıldan beri rap müzik dinleyen, hayatına olabildiği kadar hip-hop kültürünü entegre etmiş, bu konuda kendi çapında okuyup bir şeyler karalayan ve 1 senedir de aktif olarak piyasayı olabilecek en yakın şekilde takip eden biri olacak ben gerçekten Türkçe Rap komünitesinde iş yapan veya dinleyen kişilerin kafasında ne var, nasıl bir fantezi dünyasında yaşıyorlar anlayamıyorum. Genellediğime bakmayın, elbette ki söyledikleri ile aksiyonları birbirini tutan birçok insan da mevcut. Ancak inanılmaz bir tutarsızlık, inanılmaz bir kutuplaşma olduğu da aşikar. Bunu yalnızca bizim Instagram hesabımızda paylaşılan gönderiler ile Bol Sözlük’e birazcık göz gezdirmeyle bile rahatlıkla görebiliyorum.
Örnekler ile konuyu derinleştirmeden önce sebepleri de masaya koymak isterim. Kutuplaşma konusunda zaten başta da belirttiğim gibi ülkenin geldiği hâl sonrası bunun buralara da tesir etmemesini beklemek saflık olurdu. Tabii ki -okuyorlarsa kusura bakmasınlar- yalnızca gündem ile beslenen Türkçe Rap sayfaları da bu yarayı kaşıyor.
Magazin içeriği paylaşan, gündemi takip edip kitlesine sunan sayfalar da elbette var olacak ancak bazen bir lafın ötesini berisini koymadan cımbızla tek cümle olarak koyulunca edilen lafın sahibini az tanıyan kişiler de sadece 1 cümleyle o insanı yargılamış oluyor. Daha sonra ne yaparsa yapsın büyük bir çoğunluk için o insan o gün ettiği o laftan ibaret oluyor ve bu durumu asla değiştiremiyor.
Ülkenin durumu ve magazin/gündem sayfaları cepte ise tutarsızlığın sebeplerine geçelim. Yani geçelim dedim ama bu konuda ben de bazen anlam veremiyorum açıkçası. Türkiye’nin kendi dinamikleri, insanların küçüklükten beri fark ederek veya etmeden beynine işlenen tabular rap’in aradığı dinamikler ile çakışınca ortaya çıkıyor herhalde bu durumlar.
Dikkatleri toparlamak adına eklediğim fotoğraf sonrası direkt olarak örneklere girmek istiyorum artık. Bir süredir üzerinde düşündüğüm bu konuyu yazıya dökmeme sebep veren olayla başlıyorum. İstanbul Trip’in Pazartesi gün içerisinde duyurup gece 4’te yayınladığı Şafak Operasyonu içerisindeki Şam verse’ü epeyce tartışıldı. Daha sonra Şam’ın solo olarak yayınladığı 12-1808 TCX isimli diss de tabii. Genel kanı ahlak kurallarına uymadığıydı. Yani olabilir, bu da bir görüştür ancak sana soruyorum arkadaşım. Geçtiğimiz hafta DMX’i andın mı anmadın mı? Andıysan kusura bakma bir tutarsızlık var bu konuda. DMX’in ölümüne ben de elbette çok üzüldüm ancak şunu da biliyorum ki bu adamın pedofiliye yaklaşan bazı barları vardı geçmişte. Bir başka örnek; 2Pac’ın Biggie’nin eşiyle yattığını iddia ettiği diss şarkısı Hit ‘Em Up’a coşarken Şam’ın bu verse’ünü eleştirsen yine eğreti kaçar. Doğru bulun veya bulmayın rap böyle, bunlar hep vardı ve olacak. Bununla yaşamayı öğrenmeliyiz veya kendimize başka bir janra seçmeliyiz bence. Yani kafanın içinde kurduğun temiz hayal dünyanı yaratmaya rap müzikten başlayamazsın.
Daha eski bir olaya götürüyorum şimdi sizi. Khontkar, Sürtüğe Bak isimli şarkısının müzik videosunu Dünya Kadınlar Günü’nden 1 gün önce 7 Mart’ta yayınlamış ve bu olay inanılmaz şekilde eleştiri almıştı. Ben de çok eleştirmiş ve gereksiz bir hamle olarak bulmuştum. Ama aynı gün gidip Biggie’ye methiyeler düzünce komik görünüyorsun işte. Yok mu Biggie’nin Me and My Bitch isimli şarkısı?
Kutuplaşma konusuna dönmek istiyorum konuyu çok da dağıtmadan. Maalesef hem müziği icra edenler hem de dinleyenler köşe kapmaca oynuyor. Herkes kendine bir köşe seçmiş, çizgisini çekmiş ve orada ne yapıyorsa yapıyor. 2 adet prototip saymak istiyorum dinleyenler arasından: Tamamen old school dinleyip yeni yayınlanan hiçbir işi beğenmeyen ve tamamen yeni işleri dinleyip melodik olmayan her şarkıya bıdı bıdı diyen. Daha çoğaltılabilir prototipler ancak Türkçe Rap bu 2 köşe arasında gidip geliyor gibi hissediyorum ben. Yani gerçekten yayınlayan işlere “Bomboş sözler böyle rap mi olur? Bu da rapçi mi şimdi?” ile “Ya kanka Amerika’da da böyle bu iş artık. Trap işte eğlenip geçeceksin.” yorumlarından fazlasını yapıyor ve yapılmasını talep ediyor olmalıyız.
Tabii bu kutuplaşmayı yalnızca dinleyenler tarafından ele alamam. Rapçilerimize gelelim şimdi de. Piyasamızda benim abicilik/kardeşçilik olarak adlandırdığım çok büyük bir sorun mevcut. Bu sorun Türkçe Rap’in daha da yukarılara gitmesinin önündeki en büyük engellerden bence. Şöyle açıklayayım: En çok dinlediğiniz rapçileri düşünün. Yeni bir şarkı yayınladıkları zaman piyasa içinden kimler paylaşıyor, kimler destek mesajları gönderiyor diye bir takip edin. Tabii ki Ezhel veya Anıl Piyancı gibi neredeyse herkesin sevdiği ve birçok kişiyle arası iyi olan isimleri dışarıda bırakarak söylüyorum, kutuplaşmanın âlâsı aslında bu bahsettiğim yerde. Paylaşan kişiler genellikle şarkının prodüktörü, kapak tasarımcısı, albüm ise albümde düeti bulanan sanatçılar, bahsi geçen rapçiyle arası iyi olan genç MC vs olacaktır. Birçok kişi şarkıyı beğense dahi egosuna yedirip de paylaşmıyor. Almanya veya Amerika’ya baktığım zaman ise daha önce tanışmamış rapçilerin birbirlerini bırakın Intagram hikayesini, Instagram post’u dahi atarak desteklediklerini görüyorum. Aynı geminin içinde olduğumuzu anlayamıyoruz maalesef.
Bunun küçük bir örneğine bizim Instagram sayfamızda da rastlıyoruz aslında. İsim vereyim; Ceg, Ben Fero, Keişan ve Khontkar’ın Ben Fero konserinden bir fotoğrafı var. Şu an ona denk geldiğim için onu örnek gösteriyorum. Bu fotoğrafı 4 kişinin uzun uzun kariyerlerini anlatarak, tasarımlarla süsleyerek vs emek verip uğraşıp paylaşsak sırf o fotoğraftaki 1 kişiden çok hoşnut olmadığı için veya ondan daha iyi olduğunu düşündüğü için egosuna yediremeyip beğenmeyecek insanlar var. Yanlış anlamayın, bizim sayfa bir örnek yalnızca. Benim yakınen gördüğüm kutuplaşma çukurunun derinliğini anlamanız adına. Yoksa 1 beğeninin peşinde olsak bu yazıyı bile yazmazdım.
Herkes herkesi sevecek diye bir kaide yok ama bizim piyasamızdaki kutuplaşma gerçekten birçok işi baltalıyor. Konser tekliflerini o gün sahneye çıkacak isimlere göre değerlendirmek nedir mesela ya? Ne alaka yani? Daha fazla da uzatabilirim bu konuyu ancak kararında kalsın istiyorum. Umarım düşündüklerim biraz olsun sizde de bir şeyler uyandırmıştır. Hip-hop ile kalın!