Türkçe Rap’te, Türk kültüründen elementleri müziğe entegre etmek, “cool” bir şey değil. Bunu herkes farkında ve bu müziği icra edenler de bu duruma uyum sağlıyor. Bu, hem şarkıların beat’lerinde hem de liriklerin içeriğinde rastladığımız bir durum.
Hip-hop, Amerikan kültürü olmasına rağmen İngiltere’den rapçiler Drill’i alıp “UK Drill” şeklinde eviriyor ve bir janrayı popüler hale getirebiliyor. Türkiye’deki herkes de hemen bunu icra etmeye başlıyor. Yanlış anlamayın, yurt dışındaki türler tabii ki burada da icra edilecek. Bahsettiğimiz şey bu değil. Burada bir rapçi, örneğin kopuz veya bağlama sesini kullanarak hazırlanan bir beat ile şarkı yaparsa “entelektüel” kesim tarafından dinlenmiyor hatta kültürdeki başka rapçiler tarafından dışlanabiliyor. Ayrıca, rap’in tamamen ülkemizden çıkmış veya ülkemizin evirerek popülerleştirdiği bir alt janrası yok. Burada “Arabesk Rap” örneği verilemez çünkü o, rap’i deforme etmek oluyor.
Rap şarkılarını dinlediğimiz zaman “Bu Amerikan ekolü, bu Alman ekolü, bu Fransız ekolü” gibi konuşabiliyorken, dünyada istatistik olarak en çok rap dinleyen birkaç ülkeden biri olmamıza rağmen “Bu Türk ekolü” denilebilecek bir ekol yok ve oluşmuyor da. Hem de bizim kültürümüzde “abdal” ve “ozan” denen insanlar söz ustalığını ve “freestyle” kapışmalarını, rap’in çıkışından yıllar önce benzer duygularla yapmasına rağmen.
Efsane hip-hop grubu Mode XL’in üyesi VEYasin’in aşağı bıraktığım konuşması bu açıdan çok önemli. Kendisinin prodüksiyon projesi “HEY! Douglas” da tamamen buna hizmet ediyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Evet, dünyanın dört bir yanındaki türleri ülkemize getirelim ve icra edelim, çeşitlilik her zaman iyidir. Ancak artık kendi kültürümüzü benimsemeli ve bunu da rap müziğe entegre etmeliyiz.
