Çok yakında MANIFESTOR isimli, ilk stüdyo albümünü çıkaracak Alp Ekici ya da bilinen ismiyle Baneva ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Başkent‘in ondaki yeri, Bugy ile tanışma hikayesi, MANIFESTOR albümü, genç MC’lere tavsiyeleri, sesini kullanma stili ve hedefleri dahil olmak üzere birçok farklı konudan konuştuğumuz güzel bir sohbet oldu. Hadi başlayalım.
Rapertuar: Öncelikle hayatından memnun musun?
Baneva: Gayet memnunum. Home studiomu kurdum, hiç olmadığım kadar üretkenim bu aralar.
“Ankara kendimi bulduğum şehir.”
11 yaşından beri Ankara’da yaşıyorsun ve şarkılarında da Başkent’e yer veriyorsun. Ankara senin için ne ifade ediyor?
Ankara kendimi bulduğum şehir. Başka bir şehirden Ankara’ya indiğim anda evimde gibi güvende hissediyorum. Bu olayı kovalamak için neredeyse her semtinde bulundum. Bir gün inanılmaz lüks bir evde, diğer gün rutubetli bir evde yine olayımın peşindeydim. Ama hiç fark etmezdi, hep aynı üretim enerjisini veriyor bu şehir bana. Sevdiğim insanların kaldığı büyük bir ev gibi burası benim için. Yalnız hissetmiyorum o yüzden bu şehirde.
Küçük yaşlarından beri rap müzikle uğraştığını biliyoruz ancak Basemode etiketliyle çıkardığın “İhtiyacım Var” parçası ile geniş kitlelere adını duyurdun. Basemode Records’a giriş hikayeni dinleyebilir miyiz senden?
2017’nin başlarında bir gün Ulaş Demiröz, Bugy’i arıyor. ‘Çok yetenekli bir bebe buldum 17 yaşında ona prodüksiyon yapmanı istiyorum’ diye. Bugy ‘Kim o? Baneva mı?’ diyor. Ulaş abinin bahsettiği kişi Vio’ymuş. Ama Bugy gibi bir prodüktörün ağzından çıkan isim de meraklandırmış olmalı ki, daha sonrasında Bugy demolarımı dinlettiğinde Ulaş abi benle de çalışmak istiyor. Tamamen Bugy’nin beni önermesi sonucu olayımı artık tam anlamıyla profesyonelleştirecektim.
“Daha iyi bir çıkış yapabilirdim dedim her zaman kendime.”
“Kabullen Artık” isimli şarkında “Hiçbir şeyim yokken en kötü parçamla çıktım ve aduket çaktım” şeklinde bir sözün var. Bu söz ile “İhtiyacım Var” parçandan bahsettiğini düşünüyoruz. İhtiyacım Var parçasını bu şekilde anmanın sebebi nedir?
Hiçbir zaman çıkış tarihleri üretkenliğimle orantılı değildi. O parçayı yapalı bir sene geçmiş, hala çıkmamış ve ben sesimi artık o şekilde kullanmayı bırakıp çok daha melodik işlere yöneldiğim bir zamandaydım, ama o parça benim ilk resmi çıkış parçam olacaktı. Daha iyi bir çıkış yapabilirdim dedim her zaman kendime, yine de her şey yolunda gittiği için pişman değilim. Sadece sevmiyorum.
Yakın zamanda ilk albümün çıkacak. Albüm sürecini, içine sinip sinmediğini ve bizi nelerin beklediğini anlatabilir misin? Tracklist ile ilgili ufak spoiler’lar da versen fena olmaz aslında 🙂
2 sene Konya’daydım. Ankara’ya geri dönememek hep yara kaldı o zamanlar içimde. Tek biletim rap’imdi. Hafta sonları 1-2 günlüğüne Ankara’ya kayda giderdim. Öyle gide gele bir albüm yaptım Smoky’le. İstediğimiz dönütü alamadık. Sonrasında MANIFESTOR albümü için aynı yolu izledim. O sıralar tam anlamıyla hissettiğim duygusal boğumu, geçmişe olan özlemimi, Ankara’ya olan özlemimi, sevgimi işlediğim bir albüm bu. Tabii ki bu zaman diliminde de çok geliştim. Ama o parçalara yansıttığım hisler çok gerçek ve albümün içindeki birçok parça, henüz dinleyici tarafından tanınmayan Baneva’nın ürettiği parçalar. Bir daha aynı histe olamayabilirim.
Sesini kullanma şeklin gerçekten çok farklı. Bu özelliğini çok seven de var, hiç sevmeyen de. Kimisi ham sesini dinlerken bile bir efekt uyguladığını düşünüyor. Sesini bu şekilde kullanırken uyguladığın tekniği nasıl ortaya çıkardın, bu teknik için feyz aldığın MC’ler var mı?
Tamamen Busta Rhymes, Krizz Kaliko ve Tyler, The Creator yüzünden. O heriflerin verdiği o hardcore enerjiye hastaydım her zaman. Ben de öyle bir enerji yansıtmak istedim hep o zamanlar ama daha sonradan anladım ki benim doğuştan öyle bir gırtlağım yok, o tatta bir ses değilim. O şekilde çıkartmaya çalışırken sesime zarar veriyorum resmen yani. O yüzden eskide kaldı o vokaller, bazı kelimelerin hissiyle çıkabilir belki naçizane.
“Kim nasılsa, ne şekildeyse onu öyle kabul ederim.”
Genç yaşına rağmen Türkçe Rap piyasasında çok fazla MC ile tanışıyorsun, yüz yüze görüşüyorsun ve konserlerin kulislerinde yer alıyorsun. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok bağlantı nasıl gelişti?
Hiçbir şey bu kadar kısa sürede gelişmedi. 2013’te Kargaşa’da kayıt aldığım zamanlar piyasanın içinden tanıştığım ilk isim Hidra olmuştu. 2015’te Neşet Kılıç sayesinde İstanbul Trip’le tanıştım. Hepsi, benim elde tutulur bir şeyler yapabilecek potansiyelim olduğunu biliyolardı. 2016’da çıkarttığım parçalar sayesinde Artz, Keişan, Aga B, Red, Anıl Piyancı gibi isimler destek verdi. O yıl Hidra’yla parça yaptım falan derken zaten o zamana kadar piyasadaki birçok isim benim varlığımdan haberdardı. Sonrası malum.
Babanın işi dolayısıyla birçok farklı yerde yaşadığını söylüyorsun. Bu çeşitliliğin sendeki etkisi nedir?
Hiç kolay değildi açıkçası. O yaştaki bir çocuğun sürekli bir şehir değiştirme macerası, hep yeniden bir alışma sürecine girmesi, arkadaşlarından ayrı kalması zor bir durum. Geçmişe olan özlem çok başka bir şey, şarkılar daha anlamlı hale geliyor bana zaman geçtikçe. O zamana ait dinlediğin şarkılarla birlikte o zamanların kokusunu hissedersin ya burnunda sanki. Bu durumu ben 6 kez şehir değiştirdiğim için üst seviyede yaşıyordum. Bu durum bence müziğimi besleyen en büyük şeylerden biri oldu. Aynı zamanda birçok farklı kültürün içinde bulundum. Bunun sayesinde yapıcı bir insan olduğumu düşünüyorum. Kim nasılsa, ne şekildeyse onu öyle kabul ederim. Bu sayede böyle bir hal almam daha kolay oldu belki de.
“10 yaşındayken sınıf arkadaşım Yasin, bana Saian & Karaçalı – Battle Royal albümünü dinlettiğinde, o albümün bana tüm hayatım boyunca müzikten almak istediğim hissi verdiğini hissettim.”
Rap müzikle tanışman ve kendini hip-hop kültürünün içerisinde bulman nasıl gerçekleşti? Ne zamandan beri bu müzikle uğraşıyorsun?
Bakıyorum da geçmişe, kendimi bildim bileli Rap müzik kulağımdaymış. 5-6 yaşındayken çizgi film soundtrack’lerinde karşıma çıkan Rap ve R&B parçalarını, diğer duyduğum tüm müziklerden ayırıyordu kulağım. 7 yaşında Adanalı dizisi sayesinde Ceza’yla tanıştım, çıldırıyordum Fark Var çaldığında, tüm dünyayı fethediyormuşcasına bir histeydim. O zamanlar bilgisayarım ve telefonum olmadığı için sadece ana akımda ismi geçen popüler müzikler karşıma çıkıyordu ama yine kulağım ayırmış olmalı ki Ceza ve Sagopa dinlerdim genel anlamda. 10 yaşındayken sınıf arkadaşım Yasin, bana Saian & Karaçalı – Battle Royal albümünü dinlettiğinde, o albümün bana tüm hayatım boyunca müzikten almak istediğim hissi verdiğini hissettim ve Yeraltı’yla resmen tanıştım. 13’üme kadar deli bir Türkçe Rap dinleyicisiydim. Aynı zamanda Tupac, Biggie, Nas, NWA gibi hiphop efsanelerini, Vinnie Paz, Jedi Mind Tricks, Immortal Technique gibi protest isimleri dinlerdim. 13’ümde tam anlamıyla hiphop’ın büyük bir amacı olduğunu, neye hizmet ettiğini anlamıştım. 14’üme geldiğimde Düzgün abiyle tanıştım, evine ilk gittiğimde Eminem posterleri ve cdleriyle dolu bir odadaydım. Onun ve Smoky’nin sayesinde Tech N9ne ve Eminem diskografilerini dinledim. O zamandan sonra Baneva’nın tekniği oluşmaya başladı.
“Baneva” ne anlama geliyor? Bu mahlası seçme hikayeni kısaca anlatabilir misin?
Baneva [Osmanlıca’da] zengin demek. Tamamen “Parayı bulabilir her biri ama kimse olamaz bizim kadar hiphop zengini” sözünün [Mode XL’in Düzmece şarkısından] aklıma gelmesiyle Baneva ismini kabullendim. Görür görmez yakaladım.
“Elinizdeki değere harbiden inanıyorsanız, en boktan zamanınızda bile o sahneyi hayal ediyorsanız, kesinlikle başaracaksınız. Kaçarı yok!”
Spade ile samimi olduğunuzu biliyoruz. Kendisiyle yaptığımız röportajda seni sorduk, “Baneva’yla tanıştığım zaman belli konularda ‘tecrübe’ hariç yaşın akılla da, olgunlukla da hiçbir alakası olmadığını anladım. Tanıdığım favori ruhlardan biridir.” dedi. Peki sen Spade427 hakkında neler söylemek istersin?
Daha o beni tanımıyorken, 11-12 yaşlarımda freestyle videolarını izlerdim her canım sıkıldığında. Keyfim yerine gelirdi herifi izlediğimde. Yıllar sonra tanışınca daha iyi anladım onu. Konuşması, fikirleri, konuları ele alışı, yeteneği falan… Bu kadar etkileyici ve gaza getiren bir adam daha görmedim bile diyebilirim. Kendisi benim için bir hiphop mentorudur.
Genç ve -bize göre- kendini kanıtlamış bir MC olarak, bu işe yeni başlayanlara veya henüz ismini duyurmayanlara tavsiyelerin neler?
Abi elinizdeki değere harbiden inanıyorsanız, en boktan zamanınızda bile o sahneyi hayal ediyorsanız, kesinlikle başaracaksınız. Kaçarı yok! Yeni yeni üretmeye başladığında ister istemez birilerine benziyor yazdığın şeyler ama özgün olmak en önemli şeylerden biri kesinlikle. Özgünlüğün peşinde olmak lazım, bu da farklı tarzları dinledikçe ve yazdıkça gelişen bir durum. Bir yandan güncelliği ve modayı da takip etmek lazım diye düşünüyorum. Ayrıca artık sosyal medya dönemi. En görmez dediğin insanın bile karşısına çıkabilirsin bir anda. Profesyonel olmak istediğinizi hissettirin profillerinizde, bir network ağı oluşturmak için uğraşın. Onun dışında özel bir durum yok, ne kadar çalışırsan o kadar iyi.
Tankurt Manas’a eşlik ettiğin “Yükseklere” isimli parçada senden önce, rahmetli Vio yer alıyordu diye biliyoruz. Klipteki Vio göndermesi de bu bağlamda anlamlı olmuştu. Peki senin parçaya dahil oluşun nasıl gerçekleşti? Neden böyle bir değişim yaşandı?
Evet parça ilk başta Vio ile birlikteydi. Vio, o parçanın yapıldığı dönemler Basemode’la anlaşacaktı daha sonrasında başka bir oluşuma dahil olduğu için parçadan ayrılmak durumunda kaldı. Onun yerine benim olmamı istediler.
Bugy ile çokça çalışıyorsun ve kendisinden övgüyle de bahsediyorsun parçalarında. Samimi olduğunuzu da biliyoruz. Bugy ile tanışma hikayeniz nedir ve sendeki yerini kısaca dinleyebilir miyiz?
2016 yılında Facebook’tan ekleşmiştik. Kendisine yazmıştım kayıt alabilir miyim sende diye. Kırmadı beni, Ankara’ya geldiğim gün direkt evine gitmiştim. O kadar sıcak karşılamıştı ki beni o gün orada kaldım, tanıştığımız gün. Kafamda trap müziğe dair büyük bir kapı açılmıştı o gün. Bir günde seviye atlamıştım resmen. Bugy olmasaydı Türkçe Rap bu süreçte bu denli gelişemezdi zaten ama sadece kendi adıma da konuşacak olursam, Bugün bu konumda olmamın en büyük sebeplerinden biri yine Bugy’dir.
Her şarkının altında mutlaka Ceza’nın seninle ilgili söylemiş olduğu bir sözü yorum olarak yazıyor yüzlerce dinleyici. Hep de aynı söz oluyor o. Ceza’nın sendeki yerini ve bu yorumun hikayesini anlatabilir misin?
Açıkçası bir hikayesi yok, klip çıkmadan birkaç ay önce Ceza ve Ayben takibe almıştı beni. Klip çıktıktan sonra paylaşımını ve benim hakkımdaki görüşlerini görünce şok olmuştum. Çok büyük bir sürprizdi benim için.
Kısa ve uzun vadede ne gibi hedeflerin var?
Şu anda odaklandığım tek şey üretmek, ne kadar üretirsem o kadar iyi. Onun dışında en çok istediğim şey, trend olan bir müzikle duyulmak değil de yaptığım müziğin trend olması diyebilirim. Ben tabii yine sevdiğim bütün tarzları Baneva ahlakıyla yapıyor olacağım.
Bu sıralar en çok dinlediğin 3 şarkı veya albümü öğrenebilir miyiz?
- KAYTRANADA – Look Easy (feat. Lucky Daye) [Single]
- Busta Rhymes – E.L.E 2 [Albüm]
- Spillage Village – Cupid (with EARTHGANG & 6LACK feat. Lucky Daye) [Single]
Son olarak, yeni projelerle alakalı daha önce hiçbir yerde bahsetmediğin, bu röportaja özel bir bilgi verme şansın var mı?
Kafamdaki Baneva dengesiz bir hiphop karakteri. Özellikle sound olarak hiçbir zaman bir yaptığı bir yaptığını tutmayacaktır. Hepsi var onda.