2 Ekim’de debut albümü Vidar‘ı yayınlayan Ataberk Kurnaz ile tanıştıracağız sizleri. Çıktığı zaman gözüme çarpmıştı ismi ama albümü dinleyememiştim doğrusunu söylemek gerekirse. Çok yoğun bir Release Day olmuştu 2 Ekim, hatırlayacağınız gibi.
Amerika piyasasında 21 Savage ve Metro Boomin’in uzun süredir beklenen albümü SAVAGE MODE II, Türkiye’de ise Allame’nin albümü Huzur yayınlanmıştı.
Devam eden birkaç gün boyunca albümü görmeye ve görüşlerine güvendiğim insanlardan albüm hakkında olumlu yorumlar görünce açıp dinlemeye karar verdim. Albüm ile alakalı görüşlerimi belirtmeden önce sözü Ataberk Kurnaz’a bırakıp ondan kendisini ve albümü tanıtmasını rica ediyorum.“Herkese selam.
Öncelikle; Rapertuar ekibine bana yer ayırdıkları ve takipçilerine kendimi anlatmamı, tanıtmamı sağladıkları için teşekkür ederim.
Kim bu Ataberk Kurnaz derseniz;
Bursa’da doğdum, büyüdüm, yaşıyorum. 22 yaşındayım. R&B/Trapsoul/Trap/Rap gibi karışık bir ilgi alanım var. Çok küçük yaşlarda rap müzikle tanıştım. Bi’ aile dostumuzun evindeki bilgisayarda Winamp listesinde keşfettim Türkçe rap’i. Benim jenerasyon için klasiktir ki Ceza dinleyerek başladım. Daha önce de duymuş ama böylesine kulak kabartmamıştım belki de, hatırlamak için küçük bi yaştı. İlkokul 5. sınıftayken farklı bi’ ilçeye taşınmamla yeni bir okula alındı kaydım ve edindiğim arkadaşlarımın arasında kendince söz yazıp, imkansızlıklarla kaydedip kendi dinleyen ya da Myspace‘e yükleyenler vardı. Dürüst olmak gerekirse biraz fırlama bi’ çocukluk geçirdiğimden hemen atılmak istedim bu işe. Başlarda çubuk mikrofonla Mixcraft‘da kayıtlar yapardık ve genellikle liriklerim hep sevgililerimi gömmek üzerine şımarık sözlerdi. Hem yaşımın hem o sıralardaki karakterimin yansımasıydı biraz da ve tamamen eğlenmek için yapıyordum. Yaşım ilerledikçe hem eğlendiğimden hem arkadaşlarımın bana karşı farklı bakışlarının hoşuma gitmesinden rap’i daha çok benimsedim. Ayrıca sokaktan eve zorla sokulan bi’ nesilde çocukluk yapmanın da getirisiyle Türkiye’de ve o yaşlarda yaşanabilecek şekliyle hip-hop kültürünü yaşadığımı da iddia edebilirim. Duvarlara kötü de olsa tag atmalar, beatbox ve acapellalarla kalabalık yerlerde şov yapıp para toplamalar…O dönemlerde de Bursa’daki rap stüdyolarına takılmaya başlamıştım, başlarda kayıt almak için giderdim ama zaman ilerledikçe herkesle arkadaş, abi, kardeş olup devamlı takılmaya başladım. 12-13 yaşlarımda rapçilerin okuyup rapçilerin dinlediği o malum konserlerde bilet satmamın karşılığında sahne almaya başladım. Şu anki tarzımın gelişimini de beklendiği üzere o zamanlardan süregelen sürece bağlıyorum. Deli gibi Tech N9ne dinleyip daha hızlı söyleyip, daha çok flow yapmaya çalıştığımız dönemlerden; Kayra, Saian, Karaçalı, Hayki, Da Poet gibi isimler dinleyip daha anlamlı, daha derin yazmaya çalıştığımız dönemlerden; sesimin aslında güzel olduğunu fark edip ne yaptığımı dahi bilmeden R&B yapmaya çalıştığım dönemlere. Şu anki tarzımı, bu zamana kadar kendimi aradığım tüm tarzları karıştırarak, deneyerek bulduğumu düşünüyorum. Düşünüyorum diyorum çünkü bu asla planlı şekilde gelişen bir durum değildi.
Geçmişimden bugüne gelen süreci özetlediğime göre şu an ne yaptığımla alakalı da biraz konuşabilirim. Geçtiğimiz günlerde 11 şarkılık ve tamamı solo şarkılarımdan oluşan debut albümüm Vidar’ı yayınladık. İçerisinde bulunan şarkıların hepsi 3 yıl öncesinde yazıp, hemen hemen o kadar öncesinde kaydettiğim şarkılar. Sebebi 1-1.5 yıl önce 7-8 aylık bir çalışmanın sonucunda bitirdiğimiz albümün yanlışlıkla silinmesi. Pes etmeyip tekrardan yapmış olsak da süreç biraz uzadı ve yordu açıkçası. Yine de tek tesellim 3 yıl öncesinden yazdığım şarkıların kendimce hala günümüz sound’unu yakalayabiliyor olması. Bu konuda albümün altyapıları ve genel prodüksiyonunda beraber çalıştığım Jera, Kadir Süzgün ve Denizkan Boz‘un da hakkını kesinlikle yiyemem. Albümün bana yeni insanlar, yeni kapılar açmasını ve işimi kolaylaştırıp sonraki adımlarımı sağlamlaştırmasını umuyorum. Bu gerçekleştiği sürece ilerleyen dönemler için her zaman bir planım var. Umarım işler istediğim gibi gider ve bana sadece burada rastlamakla kalmazsınız.
Ayrıca albümü insanlara ulaştırma konusunda büyük sıkıntılar çektiğim bu dönemde sayfalarında bana yer ayırmayı düşünen Rapertuar ekibine tekrar çok teşekkür ederim. Bunu okuyan takipçilerin albüme bir şans vermesini ve vakit ayırıp dinlemesini temenni ediyorum. Umarım ilerde farklı bir konumda güzel bir röportajla bu yazıyı taçlandırırız… Peace!”
KİŞİSEL GÖRÜŞ
Benim Vidar hakkındaki görüşlerim baya olumlu. Şu hikayeyi okuduktan sonra daha da anlamlı oldu albüm. Ataberk Kurnaz’ın piyasanın ortalamasından yukarıda bir sesi var, bu kesin. Altyapılarda çalıştığı isimler de işlerinde profesyonel olunca güzel bir debut albüm çıkmış ortaya.
Şöyle bir eleştirim olacak sadece; albüm biraz aynı tonda ilerliyor. Düet de olmayınca bir yerden sonra aynı şarkıyı dinliyor hissi yaratabiliyor. Ha, şarkılar iyi mi? Evet, ama böyle de bir sıkıntı var bana kalırsa. Sanatçının ilk albümü olduğundan göz ardı edilebilecek bir eksi tabii ki. Kesinlikle albüme şans verin, beğeneceğiniz şarkılar bulmanız kaçınılmaz bu eksiye rağmen.
Son olarak da Vidar albümünün giriş şarkısı Hissediyorum’u aşağıya bırakıp yazıyı sonlandıralım.