Son zamanların en dolu, hem nitelik hem de nicelik olarak en doyurucu haftalarından biriydi. Her hafta olduğu gibi yeni çıkan işleri kendi beğenime göre yorumlayacağım.
O nedenle lafı çok da uzatmak istemiyorum, projeler benim yerime konuşacak zaten bu hafta. Keyifli okumalar!
Motive – Makaveli (Deluxe)
Bu haftanın en içime sinen işlerindendi Motive’nin Makaveli Deluxe’u. Sitede incelemesi var zaten onun linkini bırakacağım ama şunu söylemek istiyorum: SİYAH KELEBEKLER! Bayıldım bu şarkıya. Motive’nin Makaveli Deluxe albümü incelememize buradan ulaşabilirsiniz.
Kid Cudi – Man On The Moon III: The Chosen
Kid Cudi, efsanevi serisi Man On The Moon’un üçüncüsünü bizlerle buluşturdu bu hafta. Albüm, girişte endişeye düşürdü biraz beni. Kid Cudi çok beğenerek takip ettiğim ve kendisine has olduğunu düşündüğüm bir sanatçı. Albüm girişindeki ilk 4 parçayı çok beğendiğimi söyleyemem. Kid Cudi farklı bir şeyler denemiş ama çok da içime sinmedi. Dive şarkısından itibaren daha çok girebildim albümün içine. Mesela Skepta ve Pop Smoke düetli Show Out şarkısı fazlaca övülmüş ama Kid Cudi’den çok düet isimlerinin enerjisiyle yürümüş o şarkı. Benim beklediğim ve beklediğimi bulduğum kısım; Elsie’s Baby Boy şarkısından itibaren başlıyor. Kid Cudi de zaten tracklist’i açıklarken albümü 4 parçaya bölmüştü. Act adını verdiği bu bölümlerden Act 3 ve Act 4 benim favorilerim oldu. Bu da albümün son kısımlarına denk geliyor. Genel anlamda yine beğendim diyebilirim. Kid Cudi, çıktığı günden bu yana sound değişimlerine ayak uydurarak piyasadaki farklı konumunu korumayı başardı ve başarıyor bence.
Ceg – DMT
Ceg’in uzun süredir beklediğim DMT albümü de bu haftanın öne çıkan işlerindendi. Albümü sitede ayrıca uzun şekilde inceleyeceğim ama puanımı şimdiden verebilirim. 10 üzerinden 7.4 veriyorum. Nedennlerine gireriz incelemede. Güzel albüm ancak benim Ceg’den beklentim 2020’nin en iyi albümlerinden birini ortaya koymasıydı. Onu sanki başaramadı. Gerisi incelemede!
Jack Harlow – Thats What They All Say
Jack Harlow, bu yılı en iyi çıkış yapanlarından biri olarak bitirecekti zaten ancak yıl bitmeden debut albümünü de araya soktu. Albümü WHATS POPPIN, WHATS POPPIN’ın içinde yer aldığı SWEET ACTION EP’sinin geri kalanı ve Harlow’un son olarak yayınladığı Tyler Herro şarkısının da etkisiyle çok büyük beklentilerle açmadım. Eğlendirip kafa sallatan bir albüm bekliyordum ki, hem tercih edilen altyapılar hem de verilen atmosfer beni fazlasıyla şaşırttı. Çok kaliteli ve farklı altyapılar vardı bir kere, bu baştan enteresandı Jack Harlow’un geçmişine kıyasla. İlk albümü için gerçekten çaba sarf ettiği belli oluyor. Intro bile boombapvari bir altyapıyla giriyor. 21C/Delta, Funny Seeing You Here bahsettiğim şarkılara örnek olabilir. Düet tercihleri de bu planla yapılmış. Lil Baby dışında trap bile yok mesela. Maroon 5’ın ana vokalisti Adam Levine var albümde, o şarkı da epey güzel ve koro var arkada. Jack Harlow genel olarak beni şaşırtıp kaliteli bir debut albüm koymuş ortaya özetle.
Maho G – Yüksekteyim
Maho G’nin debut albümü de yerli piyasada öne çıkan işlerdendi. Bu albüm de sitede incelendiğinden üzerine çok yorum yapmayacağım ben. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Kamufle & Furkan Karakılıç – Yanlarım Ağrıyo
Harika bir artwork, bununla başlamak istiyorum. Onurcan Erdem harika iş çıkarmış. Şarkıya gelirsek; Kamufle ve Furkan Karakılıç işbirliğini gördüğümde biraz garipsemiş ve uyumlarını merak etmiştim. Belirli endişeler ile açtığım Sersemler fena değildi ancak Yanlarım Ağrıyo’da endişelerim biraz gerçeğe dönüşmüş görünüyor. Kamufle’nin yapmak istediği şeyi, müziğini farklılaştırma çabasını anlıyorum ama kağıt üzerinde kalmış görünüyor bu plan.
Russ – Hard For Me
Yani güzel şarkı evet ama Russ’ın buna benzer 5 şarkısını daha koyarım buraya şu anda. Zaten bu kapak tasarımı artık miadını doldurdu diye düşünüyorum. Hiç bilmeyen insanları ne kadar çekebilir emin değilim. Scott Storch’un yaptığı altyapı da sıradan bir altyapı olunca güzel ama çok replay atılmayacak bir şarkı çıkmış bence ortaya.
Güneş – Dua (feat. UZI)
Güneş’in işlerini başından beri takip ediyorum ve sanki rahat olduğu, ilerleyebileceği kanalı bulmuş gibi hissettim bu şarkıda. UZI de şarkıya çok karışmadan araya yormayan bir verse atıp kaçmış. Tatlı, başarılı bir iş çıkmış ortaya bence. Son dönemde beğendiğim prodüktörlerden Segah da gayet başarılı, UZI’deki geçiş tertemiz olmuş.
WESTSIDE BOOGIE – Outside (with Joey Bada$$)
Boogie zaten çıkış yaptığı günden beri radarlarımın açık olduğu bir isim. Yeni ismi hiç olmamış bence, bunu söylemeliyim öncelikle. Joey Bada$$ düetli Outside şarkısı ise kapağı, sound’u, verse’leri ile beklediğim gibi 90’lara götürüyor insanı. 2 kaliteli sanatçı, mis gibi şarkı.
Anıl Piyancı & Cem Adrian – Ölüm İle Yaşam
Cem Adrian’ın hip hop kültürüne verdiği destek için kendisine teşekkür etmek istiyorum öncelikle buradan. Geçtiğimiz gün Instagram hesabından paylaştığı mesaj da çok değerliydi. Şarkıya gelirsek; kaliteli ve güzel bir iş olmuş. Uzun yol şarkısı gibi geldi bana. Dinlerken bir yerlere götürüyor insanı.
Smoky – Oynamıyoruz
Smoky, Epidemik Cypher’dan sonra işlerini takibe aldığım bir isim. Daha önce de adını duymuştum ama şarkılarına ulaşmak biraz zordu. Oynamıyoruz isimli bu şarkısında yeteneği kesinlikle göstermiş bir kez daha ama nakarat hiç olmamış bana kalırsa. Sürekli dinlemeyi engelliyor gibi geliyor bana bu durum.
Sansar Salvo – Üç Haftalık Kiev Turu (feat. Sorgu)
Sonunda Sansar Salvo’dan ayakları yere basan bir şarkı dinleyebildik. Sorgu düetli yeni şarkısında uzun süredir olmadığı kadar kaliteli bir altyapı ve insanı yormayan sözler var. Sansar umarım artık diss vs. işlerini artık bir kenara koyup böyle kendi yaptığı kaliteli işlerle devam etse. Kendi işleriyle konuşulması lazım bu şekilde. Sorgu da Anti Kahraman’da bıraktığı yerden devam ediyor, gayet yeterli bir verse okumuş.