Geçen hafta gibi çok tatmin olmadığım, yeni çıkan işleri dinleyip kendi listelerime döndüğüm bir Release Day’di benim adıma.
Türkiye piyasasında Patron yeni albümü EL PATRON‘u ve Deniz Gürzumar da Son‘u yayınlarken, Amerika’da benim en beğendiğim işler BROCKHAMPTON‘ın yeni albümü ile Polo G‘nin yeni şarkısı oldu.
Patron – EL PATRON
Patron, 4 şarkısını daha önce yayınladığı 10 şarkılık yeni albümü EL PATRON’u dinleyenleri ile buluşturdu. Son dönemde kişisel hayatına da baktığımızda tabiri caizse “tükenmişlik” içerisindeydi. İnvizaya çekilip bir süre ortalarda görünmemesi bunun bir ibaresi bence, zaten müziğine de baktığımız zaman görebiliyoruz bunu. “Kaybedecek ne kaldı” şarkısıyla başlayan kariyerini diriltme hamlesi sonrası yeniden müziğini kulağımda bolca aradığım isimlerden olan Patron, bugün geldiğimiz noktada ise albümünü zorla bitirdiğim bir hale geldi. Rüya şarkısı ile albüm fena başlamamıştı aslında, müzik videosu için Patron’un çocukluk görüntüleri seçilmiş vs. Ancak Patron’un Neyse Ne şarkısı için bahsettiğim basit kafiyeler ile akan verse’ler ve arabesk soslu nakaratları arasında gidip gelen şarkıları bana hiç ama hiç hitap etmediği için bana göre vasat kalan bir albüm oldu. Rapçi-popçu iddiaları için de bir şeyler söyleyip kapatayım bu bölümü. Benim için zaten çok da öyle bir tartışma olmadığı için Patron özelinde, albümü dinlerken o kulakla dinlemedim. Kaliteli-kalitesiz müzik diye baktım ve duyduğum şeyler benim filtrem için pek de kaliteli sayılmaz.
BROCKHAMPTON – ROADRUNNER: NEW LIGHT, NEW MACHINE
Bu hafta en beğendiğim işlerdendi dediğim gibi. BROCKHAMPTON’ın icra ettiği müzik en baştan beri fazla kendine has. Oldukça kalabalık bir kadroya sahip bu renkli grubun dağılmadan önce 1 albümlerinin kalmış olması da üzüntü verici açıkçası. Oldukça farklı renkler içeren ve birçok farklı duygu barından bu albümü kesinlikle öneririm dinlemeyenlere.
Deniz Gürzumar – Son
Deniz Gürzumar, rap kariyerini uzunca süredir ikinci planda tutan bir isim. Yeni albümü Son için çok bir yorum yapamayacağım dürüst olmak gerekirse. Gideri var elbette ama sürekli replay atacağım bir albüm değil açıkçası.
Polo G – RAPSTAR
Polo G bir süredir ne yapsa iyi yapmıyor mu? Yeni nesil rapçiler arasında çok ayrı bir yerde bence. Zaten dinlediğim bir isimdi ancak 2Pac’ın Changes şarkısına yaptığı respect ile daha da dikkatimi çekmişti. Bu şarkısı son dönemdeki işlerine kıyasla biraz daha duygusal ancak bunun da altından başarıyla kalkmış bence.
Mali Green – Kan Damladı
Mali Green için de Polo G’ye söylediklerimin benzerleri geçerli aslında. Bir süredir şirket değişimi vs. şarkı yayınlayamamıştı ancak sonunda Kan Damladı isimli single’ı ile döndü. İlk verse biraz basit gelse de nakarat ve beat switch sonrası 2. verse oldukça başarılı olmuş bence.
Burry Soprano – Yorgunum
Burry Soprano, göz altına alındığı sırada çekilen klibini yayınladı. Yorgunum isimli bu şarkısı Soprano’dan bir süredir duymadığımız şekilde duygusaldı. Kulağa hoş gelen ve keyifli bir şarkı ancak kafiye düzeni bir kez daha oldukça basitti bence. Daha kompleks işler de görsek fena olmaz artık Soprano’dan.
Yung Kafa & Kücük Efendi & Cem Adrian – KANATLAR
Yung Kafa & Kücük Efendi müziklerini severek takip ettiğim bir ikili. Almanya’da yaşayan Türkler olduklarını biliyordum ancak Türkçe müzik de yaptıklarını ilk kez Cem Adrian düetli KANATLAR şarkısıyla duydum. Çok şaşırdım açıkçası Yung Kafa’yı Türkçe dinlerken. Epey de beğendiğimi söylemem lazım. Kullandıkları vokale Türkçe de Almanca’da olduğu kadar yakışmış.